Bu acının karşısında sözcükler kayıp cümleler suskun.Hangi alfabe bu acıyı anlatmaya yarayabilir.Yada hangi usta şair veya nesir ustası bu acıyı kaleme alıp şehit ailelerinin feryat figan sesi olabilir.Üç yüz şehit ve arkasında bırakmış oldukları anneleri,babaları,kadınları ve masum çocukları...Ölüm olağan bir şey her canlı bir gün bunu tadacak elbet.Fakat bu şekilde gerçekleşen bir ölüm olağan mı? Bu blog sayfasında ne şairane ne de bir duygu dolu nesir yazma gibi bir planım vardı.Fakat bu acı o kadar keskin ki beni bu duygu dolu cümleler kurmaya ittirdi.Bu yazımda Soma faciasını rasyonel bir biçimde ele alacağım.Rasyonel düşünce aklı kullanmayı öne sürer bizde aklımı kullanmadığımız için bu acıları yaşadığımıza göre bu şekilde bakmak en doğrusu olur diye düşündüm.Uzak ve yakın tarihimizde bu tip maden kazalarını defalarca yaşadık.Ve hala yaşamaya devam ediyoruz.Bunun sebebi çok açık.Aklımızla hareket etmiyoruz.Aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz.Biraz kaba bir tabir olacak fakat aynı hatayı bir kez daha yapan aptaldır.Bizde aptallığımızdan bu tip büyük kayıplar yaşıyoruz.Geçende bir hayvan belgeselinde izlediğim bir durumdan bahsetmek istiyorum.Çita bir tavşan avladı ve ağacın gölgesine yemek için götürdü.Daha sonra sırtlanlar geldi ve çitaya rahat yemek yeme imkanı vermeyip avını çaldılar.Aynı çıta tekrar bir av bulup avladı.Fakat bu sefer ağacın gölgesinde değil ağaca çıkıp yedi.Görüyoruz ki hayvanlar bile sezgi yoluyla aynı hataya defalarca düşmeyebiliyorlar.İnsanlarla hayvanları ayıran en büyük özellik akıldır.Peki biz aynı hataya nasıl olurda defalarca düşebiliyoruz?
Türkiye bu ağır kayıpları defalarca neden yaşıyor? sorusu aklınızdan geçiyordur.Aslında bunun sebebi çok açık.Türkiye'de bilime yeterince önem verilmiyor.Bilim adamı yetiştirilmiyor.Bilim adamı çıkmayınca da bu tip madenler güvenlikli yapılamıyor.Geçen senelerde Almanya parlementosunda bir konu tartışılıyordu.Bu konu Almanya'nın son zamanlarda yetiştirdiği bilim adamları sayısının azlığıydı.Parlementoda yüksek bir katılım vardı.Yani konu onalar için çok önemliydi.
Bizim ise hiç böyle sıkıntılarımız yok.Ama bilim adamımız da yok.O yüzdendir ki bu hallerdeyiz.Tarihe bakarsak Soma'daki faciaların benzerlerini başka ülkelerde yaşadı.Bunlar Fransa, ABD,Japonya,Çin ve Şili.Şili'de yakın bir zamanda bir maden kazası olmuş,işçiler 4 ay sonra madenden ufak yaralarla çıkartılmışlardı.Saydığım bu ülkeler maden kazalarını ilk önce aza daha sonrada sıfıra getirmiştir.Bu saydığım ülkelerde bilime verilen değer büyüktür.Bu yüzden de bu tip acıları defalarca yaşamazlar.İşin ilginç tarafı bu maden açılırken en güvenli ve dünyaya örnek olacak bir maden denilerek açılmıştı.Fakat bu patlama oldu.Bu olayı tartışabilmek için maden mühendisi olamak gerekir.Yani işin teknik boyutlarını bilmek gerekir.Ama insanın aklına da ilginç şeyler gelmiyor değil.Bu kazanın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce gelmesi, acaba kaos ortamı yaratmak için mi bilerek yapıldı düşüncesini akıllara getirebilir.Aslında olayların teknik yönüne bakılarak bu anlaşılabilir.Maden ocakları enerji bakanlığına bağlıdır.İşçilerden sorumlu olan ise çalışma bakanlığıdır.ahlaki açıdan bakılırsa olaylar bittikten sonra istifa etmelidirler.
Biz ülke olarak bu olaydan ders çıkartmalı,bir daha bu olayları yaşamamamız için önlemler almalıyız.Artık saçma sapan düşünceleri bırakıp bilme yönelmeliyiz.Ancak o zaman bu acılarımız son bulacaktır
HÜSEYİN BELGER