1 Kasım 2015 Pazar

HÜSRAN VE ZAFER (1 KASIM SEÇİMLERİ)


1 Kasım 2015 itibari ile vatandaşlarımız oylarını kullandılar. Sandıktan tek başına Adalet ve Kalkınma Partisi çıktı. Anketlerin çoğunluğu bir koalisyon diyordu. Fakat bu sefer yanıldılar. Aslında  Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidara yeniden geleceği, azda olsa bazı kesimler tarafından öngörülüyordu. Fakat atmosfer yeniden koalisyon sinyalleri veriyordu. Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidar olması çokta sürpriz değildi. Çünkü bu ön görü vardı ve belirtilmişti. Asıl sürpriz olan Adalet ve Kalkınma Partisinin %49 oy oranına ulaşmış olmasıydı. Düşünün, bundan önceki seçimlerde muhtemel koalisyon partisi olan, yıpranmış ve zedelenmiş bir siyasi oluşum, parti tarihinin en yüksek oyunu alarak sandıktan çıkıyor ve iktidar oluyor. Tabi bu süprizin bir çok sebebi var. Adalet ve Kalkınma Partisi düştüğünde kalmayı bilen ve karmaşadan sıyrılıp zirveye oturmasını bilen bir parti olmuştur hep. Bu seçimde de büyük bir oyla tek başına iktidar olmasını bilmiştir. Ümit ederim ki Adalet ve Kalkınma Partisinin aldığı bu büyük oy oranı, kendilerinde bir egoizm yaratmaz. Biz büyük bir oy aldık deyip, karşı düşünce sistemlerine inşallah  saygısızlık yapmazlar. Temenni ederim ki bu oy oranı onlara basın kısıtlamaları, hak ve özgürlükte sadece çoğunluğun dediğinin olduğu bir sisteme girmezler. Unutmayalım, Demokrasi sadece çoğunluğun hakkının savunulduğu bir sistem değildir. Demokrasi, azınlığın haklarının ve özgürlüklerinin de korunduğu bir sistemdir.

Bu seçim Adalet ve Kalkınma Partisinin zaferiyle sonuçlanırken Cumhuriyet Halk partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından hüsranla sonuçlanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi oylarını biraz arttırsa da herhangi bir varlık belirtisi gösterememiştir. Fakat yine en büyük muhalefet partisi konumundadır.Her seçimde olduğu gibi Kılıçdaroğlu’ndan istifa beklenmiş fakat yine her zamanki gibi bu gerçekleşmemiştir.

Seçimlere Milliyetçi Hareket Partisi açısından baktığımızda sonucun tam bir hüsran olduğunu rahatça görürüz. Bu seçimleri tam tamına %4 bir oy kaybı ile sonlandırmıştır. Oysa 7 Haziran seçimlerinde bir ümit teşkil etmişti. Bu kötü sonucun çıkmasının elbette çok etkeni var. En büyük etkeninHayırcı politika olduğu söyleniyor. Ama ben bunun yanlış bir politika olmadığını fakat millete yanlış anlatıldığına inanıyorum. Yıldırım Tuğrul’un ayrılması, Meral Akşener ve Sinan Oğan gibi partide aktif profil isimlerin partiden kovulması yada aday gösterilmemesi gibi bir çok etkende var. Bunları bir kenara bıraktığımızda, bundan sonra ne olmalı sorusunu aklımızdan geçirdiğimizde, hemen şu cevabı alırız. Bahçeli istifa etmeli. Kesinlikle bu cevap akla ve gerçeğe çok uygun bir cevaptır. Bahçeli parti tarihinde ikinci liderdir. Partide bir üçüncü lider olmamıştır.Hedef iktidar olmasına rağmen, Hep üçüncü parti konumunda olunmuştur. Hatta barajı bile aşılamadığı dönem olmuştur. Bu seçimlerde parti olarak görmediği, HDP’den daha az milletvekili çıkartılmıştır. Bu sonuçlardan sonra Bahçeli’den istifa beklenmesi çok doğaldır. Doğru olanda Bahçeli’nin istifa etmesidir.

Peki, Milliyetçi Hareket Partisine gönül verenler bu sonuçlardan sonra ne yapmalılar. Her şeyden önce üst yönetimden bir şey beklemesinler. Üst yönetimden Bahçeli’ye karşı bir tepki gelmez. Gelse de bu tepki etkili olmaz. Asıl tepkiyi koyacak olan tabandır. Yani Ülkü Ocaklarıdır. Ülkü Ocakları şu sinyali vermeli; artık istifa etmelisin! Bu sinyal işe yaramazsa işte o zaman Atsız ve arkadaşları gibi rozetler atılmalıdır. Partiye bağlılık gösterilmez, davaya ve ideolojiye bağlılık gösterilir. Eğer sen, ben dava adamıyım ideolojimden vazgeçmem diyorsan, bunu yeni bir parti oluşumunda da yapabilirsin. Zaten davalar ve ideolojiler parti içine girdiğinde mutlaka devşirilirler. Uzun sözün kısası Milliyetçi kesim sınıfta kalmıştır ve acil toparlanmaya ihtiyacı vardır.

1 Kasım seçimlerinin birde HDP tarafı var. HDP 7 haziran seçimlerine göre %3 bir düşüş yaşadı. Fakat yine de bu seçimin zaferle de olmasa başarılı partisi olmuştur. Oy kaybına rağmen başarılıdır çünkü; daha önce meclise parti olarak giremeyen siyasi kanat ikinci defa meclise girme başarısı göstermiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder