11 Mart 2017 Cumartesi

ÜLKÜCÜ İŞİNİ YARIM BIRAKMAZ MI?

Geçmişte, bir başka değişle sağ sol olaylarından sonra ülkücülere bir kalıp yerleştirildi ve günümüze kadar bu kalıp kullanıldı kullanılmaya da devam ediyor. Neymiş efendim ülkücüler eli kanlı bir mafya bozuntusu imiş. Geçmişte sağ sol olaylarında çok solcu canı almış. Tabi bu suçlamalar solculardan ve muhafazakar kesimden geliyor ülkücülere. Ülkücüler eli kanlıydı da solcular çok mu masumdu peki? Onlar hiç silah kullanmadı ve insan öldürmedi de hep ülkücüler mi öldürdü? Bu suçlamalara sadece yersen! Denilebilir. Başka bir kalıpta ülkücülerin hali hazırda  mafya ve kabadayı gibi davrandıklarını ve ülkü ocaklarındaki yönetimlerinin vasıfsız oldukları yönünde. Tabi şehit Fırat’ı siz kabadayı olarak gösterirseniz, en büyük acımasızlığı yapmış olursunuz şayet o vatanı için şehit düşen bir ülkücüydü. Gerçekten de ülkü ocaklarında vasıfsız ve mafya bozuntuları mı vardı derken? Türkmen beyi Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı: “Ülkücü işini yarım bırakmaz.” Bu söz MHP muhalif kanadından olan Sinan Oğan’a saldırıdan sonra denilmişti. Daha sonra diğer muhaliflere Özdağ ve Halaçoğlu’na saldırıda bulunuldu. Ve Türkmen beyi hala aynı söylemlere devam etti.
Ülkücü işini yarım bırakmaz…
            Bu nasıl talihsiz bir cümledir ki ülkücülere yapılan suçlamalara ve düşmanlarını sevindirmiştir. Peki bu cümleyi ülkücülerin lideri nasıl söyleyebilir. Ülkücü nedir? Ülkücü vuran kıran öldüren kabadayılık yapan git deyince giden gel deyince gelen bir kukla mıdır? Yoksa ülkücü vatanı için savaşan vatanperver bir istiklal öncüsü müdür? Ve hareketin lideri bu sözleri söyleyemez. Yada söylememeli. Evet. Ülkücülerin mizahında bir sertlik var. Olmalı da. Fakat ülkücüler asla kabadayı ve mafya bozuntusu değillerdir.
Koltuk sevdası…
            Devlet Bey son zamanlarda ağır seçim kayıpları yaşamış ve koltuğu sallantıya girmiştir. Üstelik bu sefer koltuk gitti gidecek konuma gelmiştir. Bir de karşısındaki muhalifler oldukça güçlüdür. Bahçeli o koltuğu kendi kendine bırakmayıp değişik yollara gitmiş ve muhalifleri bertaraf etmeye çalışmıştır. Fakat buda işe yaramayınca yıllardır karşı çıktığı sayın Erdoğan ile aynı safta yer almış ve evet propagandası yürütmeye başlamıştır. Daha önce başkanlık sistemine şiddetli bir şekilde karşı da çıkmışlığı vardır. Ama siyasettir bu zamanla fikirler değişebilir. Fakat Bahçeli’ninki öyle görünmüyor. Onun ki koltuğunu sağlamlaştırma ve muhaliflere direnme planı gibi görünüyor. MHP bitiyor, bitiriliyor.
Akşener felaket olur. Özdağ lider ve diğerleri de yardımcı olursa MHP uçar.
            Akşener hakkında fetö suçlamaları var. Ama bu suçlamalar ne kadar gerçek ne kadar doğru onu bilemem. Ama bildiğim çok iyi bir şey var oda; Akşener’in MHP’nin başına gelirse felaket olacağı. Çünkü Akşener lider vasıfta değil. Siyasi yöneticiliği zayıf. MHP’yi iktidar yapsa bile ülkeyi yönetecek vasıfta değil. Yani kısacası Akşener, Devlet Bahçeli’nin bayan versiyonudur. İşin ilginç tarafı, MHP’li adaylar arasında da en çok onun taraftarı bulunmaktadır. Bir diğer aday Ümit Özdağ, herek ilmiyle gerekse vizyonuyla MHP’ye yakışan bir genel başkandır. Sinan Oğan ve Halaçoglu’da ona yardımcı olduğu takdirde MHP’yi çok iyi yerlere getirirler. Ama Akşener’e dikkat etmek lazım. Başa o geçeceğine Devlet beyin kalması daha mantıklı.
Birlik ve beraberlik çok hoş ama ne kadar samimi?

            Erdoğan ve Bahçeli arasındaki ittifak çok hoş… Türkiye’de iki siyasi figürün birlikte hareket edebilmesi hasret kalınmış durumlardandı. Sayın Erdoğan’a Çağrı beylik, Bahçeli’ye ise Tuğrul beylik çok yakışır. Tarihten anlayanlar neden bu ikiliyi Erdoğan ve Bahçeli’ye benzettiğimi anlamışlardır. Ama bu birlik ve beraberlik ne samimi? Koltuk ve kendini sağlamlaştırma politikası sonucu bir birlik oluşturulduysa, bu birlik ve beraberlikten fazla bir şey de bekleyemeyiz…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder