A milli
takımımızın Hollanda ile oynadığı maç saatinden beri
yaşananlar, aklın
sınırlarını zorlar nitelikte hadiselerdir. Maç oynanırken Dağlıca bölgesinden
gelen şehit haberleri maçı gölge de bırakmış, Davutoğlu derhal oradan ayrılarak
olağanüstü toplantı için Ankara’ya hareket etmiştir.
Tabi ki
olaylar bundan sonra cereyan etti. 7 Haziran seçimlerinde
ve o tarihten bugüne
kadar, her fırsatta Hdp’nin sözcülüğünü üstlenen, neredeyse her gün bir Hdp’li
vekili kanallarında boy boy servis eden, eş başkanlarına sazlı sözlü sıra
geceleri düzenleyen, bununla da yetinmeyip sosyal medya hesaplarından açıkça Hdp’ye
oy isteyen Aydın Doğan ve ekibi algı operasyonunda sınır tanımayarak, Erdoğan’a
saldırdı.
Hürriyet gazetesi, o sırada bir TV programında
soruları yanıtlayan
Erdoğan’ın bir cümlesini değiştirerek medyaya servis etti. Erdoğan
düşmanları pusu da beklediklerinden midir , yoksa gelen şehit haberlerini
birinin üstlenmesi gerektiğinden midir , bilinmez. Hemen müthiş bir ağız
birliği ile Erdoğan, bütün
şehitlerin sorumlusu ilan edildi.
Ama
herkesin gözden kaçırdığı bir şey vardı. Hürriyet gazetesi
kısa bir süre sonra
servis ettiği bu haberi kaldırmıştı. Ancak bu zokayı yutanlar, Pkk’nın ekmeğine
yağ sürmüş, Aydın Doğan ve ekibi Pkk savıcılığında yine başarılı olmuşlardı.
Bir ülkenin
cumhurbaşkanı söylemediği bir cümle yüzünden yargılanırken, sosyal medya
çalkalanırken bir kişi de çıkıp bu haberi servis eden neden haberi kaldırdı? diye sorma zahmetinde bulunmadı. İnsanların o
kadar gözü dönmüş ki, gerçekleri görüyorlar, o da yetmezmiş gibi canlı yayında
tekrar cevap veriyor ona bile sırt çeviriyorlar.
Hadi bu
kadar insan kör diyelim. Ertesi gün Kılıçdaroğlu ve
Bahçeli’nin bu habere
inanarak açıklama yapmalarına ne demeli ?
Ama ben
buna şaşırmıyorum. Chp’de öyle bir danışman var ki
Kılıçdaroğlu’nu konuşmadan
önce ona değinmek lazım. Koray Çalışkan denen bu zat, Türkiye’nin Letonya ile
berabere kalmasından Erdoğan’ı sorumlu tutuyor. Düşünebiliyor musunuz? Aklın
durduğu son nokta bence bu. Chp’den bir
kişi de çıkıp demiyor ki, bu nasıl bizim danışmanımız olabilir?
Gelelim Bahçeli’ye.
Bahçeli yaptığı açıklama da hiç utanmadan,
sıkılmadan halkın yüzde 52’sinin oyunu
almış bir cumhurbaşkanına; ya sesini kes ya da çek git diyor.
Sen kim
oluyorsun ey Bahçeli? Madem bu kadar sağlam horozlanabiliyordun, Rahşan Ecevit,
ülkücülere eli kanlı katiller dediğinde neredeydin ? Neden o zaman tek bir
kelime edemedin? Ecevit’in karşısında sus pus oldun ? Sen ve senin gibiler,
benim seçtiğim cumhurbaşkanını asla ne susturabilirler, ne de kovabilirler. Herkes
haddini bilmeli.
Buradan tüm
vatanseverlere sesleniyorum. Doğan medyası en az Pkk kadar haindir. Bölücü terör
örgütleri (FETÖ, PKK) ile iş birliği içerisindedir. Bize düşen ise bu medya
grubunu protesto etmek, kanallarını izlememek, gazetelerini almamaktır. Bu her
vatanseverin görevidir.
Ülkemiz çok
zor bir süreçten geçmekte. Bu süreçte herkes siyasi hesaplarını bir kenara
koymalı, tüm sıfatlarından sıyrılmalı ve birlik beraberlik çağrısı yapmalıdır. Siyasetçilere
düşen görev budur. Halkımız ise (kürtler ve türkler) masum insanlara zarar
vermemelidir. 3 kuruş para kazanmak için şehir değiştiren insanlara zarar
vermek, bize hiçbir şey kazandırmaz.
Son olarak
Dağlıca ve Iğdır saldırılarında şehit düşen asker ve polislerimize Allah’tan
rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder