30 Nisan 2016 Cumartesi

MİLLİYETÇİLİKTE KUDÜS ŞUURU


Kudüs şehrini başka şehirlerden ayıran, onu farklı yere koyan bir takım ayrıcalıkları vardır. Kudüs Yahudiler için, Hz. Davut’un İsrail başkentini ilk defa burası olarak belirlemesi ve oğlu Hz. Süleyman ilk tapınağı buraya inşa ettiği için(Süleyman Tapınağı) büyük bir öneme sahiptir. Hristiyanlar için Kudüs’ün önemi ise; Hz. İsa’nın çarmığa gerildiği yer ve burada yaşamış olmasından gelmektedir. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın burada olması ve Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği yer olması sebebiyle İslamiyet için büyük bir öneme sahiptir. Görüldüğü gibi üç büyük din içinde Kudüs’ün önemi büyüktür. Bu sebepten tarih boyunca, bu dinlere mensup olan insanlar, onların kurdukları devletler ve kültürler bir birleriyle Kudüs için mücadeleye girmişlerdir. Kudüs’ün egemenliği tarih boyunca bu üç din tarafından el değiştirmiştir. Hristiyanların ordusu olan Tapınakçılar Kudüs’ü alabilmek için Müslümanlara bir çok kez haçlı seferi düzenlemişler ve bazılarında başarılı olurken, bazılarında da başarısız olmuşlardır. Kudüs şu an kısmen de olsa İsrail’in kontrolü altındadır. Fakat mutlak bir egemenliğinden söz edilememektedir. Bunun sebebi orada Müslüman bir devlet olan Filistin’inde egemenlik için savaş vermesinden kaynaklanmaktadır.

Yukarıda anlatılanlar Kudüs’ün tarihsel süreçteki konumu ve dinler açısından önemi idi. Şimdi anlatılacak olanlar, Kudüs’ün stratejik önemi ve milliyetçilik açısından sahiplenilmesi gereken bir figür olduğu olacaktır. Bu gün kısmen de olsa Kudüs’e İsrail hakimdir. İsrail tarih boyunca ilk defa bu denli politik anlamda hakimiyeti geniş bir devlet kurmuştur. Bu devleti kaybetmemek ve varlığı sürdürmek içinde kendi dini olan Yahudiliği ve bu din için önemli olan Kudüs’ü, kendi varlığını sürdürmek için bir koz ve temel olarak kullanmaktadır. Bu uğurda Büyük İsrail ve vaat edilmiş toprak idealini hedefleyerek varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. İsrail için vaat edilmiş topraklar Filistin ve Ortadoğu’nun bir bölümün kapsamaktadır. Bundan hareketle İsrail bu toprakları kendisine katarak, bununla yetinmeyip Türkiye’nin de bazı kısımlarını kendine katıp, Büyük İsrail’i kurmaya çalışmaktadır. Geçmişte, son yıllarda ve günümüzde Ortadoğu’nun karışık ve sürekli savaş halinde olmasının sebebi bu yüzdendir. Büyük İsrail yolunda İsraillerin önündeki en büyük engel tabi ki Türkiye ve Filistin’dir. Bunun için zaman zaman da Türkiye ile ters düşmüştür. Yani işin özeti İsrail Kudüs’ü kullanarak, kendini dünyada tek otorite olarak kabul ettirmeye çalışmaktadır.

 Kudüs’ün stratejik öneminden bahsettikten sonra, artık milliyetçiler için neden önemli olduğunu yada önemli olması gerektiği hususunda çıkarımlar yapabiliriz. Milliyetçilik demek, kendi mensubu olduğun milletin kültürünü, dinini, çıkarlarını ve ömrünü önemsemek ve bunları korumak demektir. Din aynı zamanda bir kültürdür. Aynı din farklı medeniyetlerde ana hatları korumuş şartına dayanarak farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar milletlerin oluşturdukları kendine özgü kültürlerden kaynaklanmaktadır. Bu durum bize dinin aynı zamanda bir kültür olduğunu göstermektedir. Milliyetçilik ise kültürü korumak demektir. Milletinin yaşadığı toprağı, yani ülkesini şer odaklardan korumak demektir. Eğer bir ülkede kültür korunmazsa, o milletin kendine ait özellikleri bozulur ve miller olmaktan çıkar, hatta tarih sahnesinden silinir. Tarih sahnesinden silinen millet, ardında kendi içinde taşıdığı kültürünü, dinini ve dilini de götürür. Bunun için milliyetçilik çok önemli bir ideolojidir.

Buradan hareketle Milliyetçilerde Kudüs şuuru olması gerekmektedir. Bir dindar Kudüs’ü sahiplenip onu koruyabilir. Aynı şekilde bir dindar milliyetçide Kudüs’ü sahiplenip onu koruyabilir. Fakat ister inanan milliyetçi olsun ister inanmayan, yada inanıp da dindar olmayan milliyetçi olsun Kudüs’ü sahiplenip koruması gerekmektedir. Çünkü milliyetçilik için, kendi milletini, o millete ait kültürü, dini ve yaşadığı toprağı koruyan ideoloji tanımını yaptık. Bu gün İsrail, Kudüs’ü kullanarak, dünyada tek otorite olmak istiyor. Bu uğurda Türkiye’yi tehdit ediyor. Türk kültürünü ve dinini tehdit ediyor. Aynı dine sahip, dolayısıyla ortak kültürü olan Filistin’e eziyet ediyor. İsrail, Büyük İsrail ideolojisini hayata geçirmek için Türkiye’nin yok olmasına ya da zayıflatılması adına çalışıyor. Bunu da Kudüs üzerinde yapmaya çalışıyor. İşte bu yüzden milliyetçiler için Kudüs çok önemlidir. Milliyetçi bir kişi, İsrail’i tek otorite olarak kabul etmez. Hiçbir otoriteye boyun eğmez. Lider kendi milletidir. Fakat insan olarak herkesi eşit görür. İnsanların adalet içinde yaşaması için çırpınır. Fakat bu gün İsrail Filistin’deki insanlara bir hayvan muamelesinden daha beter bir muamele uygulamaktadır.


Milliyetçilikte aitlik duygusu vardır. Sahiplenme duygusu vardır. İslamiyet’te Türklerle özdeşleşmiş bir dindir. Bunun için bu dini korumalıyız. Ona ait her şeyi korumalıyız. Eğer ben milliyetçiyim diyorsan, vatanını milletini, dinini, kültürünü ve insanını korumak istiyorsan; İsrail’in farkında olmalısın. Kudüs’ün sadece dinsel bir figür olmadığının farkında olmalısın. Eğer ben milliyetçim diyorsan Kudüs bilinci edinmelisin. Şuan milliyetçilerin dışarda mücadele vermesi gereken güç, İsrail ve onun işbirlikçileridir. Eğer Kudüs bilincinde değilsen milliyetçiliğinde eksiklikler vardır. Bu eksikliklerde seni vatanından ve milletinden hatta kültüründen eder…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder