Kudüs şehrini başka
şehirlerden ayıran, onu farklı yere koyan bir takım ayrıcalıkları vardır. Kudüs
Yahudiler için, Hz. Davut’un İsrail başkentini ilk defa burası olarak
belirlemesi ve oğlu Hz. Süleyman ilk tapınağı buraya inşa ettiği için(Süleyman
Tapınağı) büyük bir öneme sahiptir. Hristiyanlar için Kudüs’ün önemi ise; Hz.
İsa’nın çarmığa gerildiği yer ve burada yaşamış olmasından gelmektedir. Kudüs,
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın burada olması ve Hz. Muhammed’in
miraca yükseldiği yer olması sebebiyle İslamiyet için büyük bir öneme sahiptir.
Görüldüğü gibi üç büyük din içinde Kudüs’ün önemi büyüktür. Bu sebepten tarih
boyunca, bu dinlere mensup olan insanlar, onların kurdukları devletler ve
kültürler bir birleriyle Kudüs için mücadeleye girmişlerdir. Kudüs’ün
egemenliği tarih boyunca bu üç din tarafından el değiştirmiştir. Hristiyanların
ordusu olan Tapınakçılar Kudüs’ü alabilmek için Müslümanlara bir çok kez haçlı
seferi düzenlemişler ve bazılarında başarılı olurken, bazılarında da başarısız
olmuşlardır. Kudüs şu an kısmen de olsa İsrail’in kontrolü altındadır. Fakat
mutlak bir egemenliğinden söz edilememektedir. Bunun sebebi orada Müslüman bir
devlet olan Filistin’inde egemenlik için savaş vermesinden kaynaklanmaktadır.
Yukarıda anlatılanlar
Kudüs’ün tarihsel süreçteki konumu ve dinler açısından önemi idi. Şimdi
anlatılacak olanlar, Kudüs’ün stratejik önemi ve milliyetçilik açısından
sahiplenilmesi gereken bir figür olduğu olacaktır. Bu gün kısmen de olsa Kudüs’e
İsrail hakimdir. İsrail tarih boyunca ilk defa bu denli politik anlamda
hakimiyeti geniş bir devlet kurmuştur. Bu devleti kaybetmemek ve varlığı
sürdürmek içinde kendi dini olan Yahudiliği ve bu din için önemli olan Kudüs’ü,
kendi varlığını sürdürmek için bir koz ve temel olarak kullanmaktadır. Bu
uğurda Büyük İsrail ve vaat edilmiş toprak idealini hedefleyerek varlığını
sürdürmeye çalışmaktadır. İsrail için vaat edilmiş topraklar Filistin ve
Ortadoğu’nun bir bölümün kapsamaktadır. Bundan hareketle İsrail bu toprakları
kendisine katarak, bununla yetinmeyip Türkiye’nin de bazı kısımlarını kendine
katıp, Büyük İsrail’i kurmaya çalışmaktadır. Geçmişte, son yıllarda ve
günümüzde Ortadoğu’nun karışık ve sürekli savaş halinde olmasının sebebi bu
yüzdendir. Büyük İsrail yolunda İsraillerin önündeki en büyük engel tabi ki
Türkiye ve Filistin’dir. Bunun için zaman zaman da Türkiye ile ters düşmüştür. Yani
işin özeti İsrail Kudüs’ü kullanarak, kendini dünyada tek otorite olarak kabul
ettirmeye çalışmaktadır.
Kudüs’ün stratejik öneminden bahsettikten
sonra, artık milliyetçiler için neden önemli olduğunu yada önemli olması
gerektiği hususunda çıkarımlar yapabiliriz. Milliyetçilik demek, kendi mensubu
olduğun milletin kültürünü, dinini, çıkarlarını ve ömrünü önemsemek ve bunları
korumak demektir. Din aynı zamanda bir kültürdür. Aynı din farklı
medeniyetlerde ana hatları korumuş şartına dayanarak farklılıklar gösterir. Bu
farklılıklar milletlerin oluşturdukları kendine özgü kültürlerden
kaynaklanmaktadır. Bu durum bize dinin aynı zamanda bir kültür olduğunu
göstermektedir. Milliyetçilik ise kültürü korumak demektir. Milletinin yaşadığı
toprağı, yani ülkesini şer odaklardan korumak demektir. Eğer bir ülkede kültür
korunmazsa, o milletin kendine ait özellikleri bozulur ve miller olmaktan
çıkar, hatta tarih sahnesinden silinir. Tarih sahnesinden silinen millet,
ardında kendi içinde taşıdığı kültürünü, dinini ve dilini de götürür. Bunun
için milliyetçilik çok önemli bir ideolojidir.
Buradan hareketle Milliyetçilerde
Kudüs şuuru olması gerekmektedir. Bir dindar Kudüs’ü sahiplenip onu
koruyabilir. Aynı şekilde bir dindar milliyetçide Kudüs’ü sahiplenip onu
koruyabilir. Fakat ister inanan milliyetçi olsun ister inanmayan, yada inanıp
da dindar olmayan milliyetçi olsun Kudüs’ü sahiplenip koruması gerekmektedir.
Çünkü milliyetçilik için, kendi milletini, o millete ait kültürü, dini ve
yaşadığı toprağı koruyan ideoloji tanımını yaptık. Bu gün İsrail, Kudüs’ü kullanarak,
dünyada tek otorite olmak istiyor. Bu uğurda Türkiye’yi tehdit ediyor. Türk
kültürünü ve dinini tehdit ediyor. Aynı dine sahip, dolayısıyla ortak kültürü
olan Filistin’e eziyet ediyor. İsrail, Büyük İsrail ideolojisini hayata
geçirmek için Türkiye’nin yok olmasına ya da zayıflatılması adına çalışıyor.
Bunu da Kudüs üzerinde yapmaya çalışıyor. İşte bu yüzden milliyetçiler için
Kudüs çok önemlidir. Milliyetçi bir kişi, İsrail’i tek otorite olarak kabul
etmez. Hiçbir otoriteye boyun eğmez. Lider kendi milletidir. Fakat insan olarak
herkesi eşit görür. İnsanların adalet içinde yaşaması için çırpınır. Fakat bu
gün İsrail Filistin’deki insanlara bir hayvan muamelesinden daha beter bir
muamele uygulamaktadır.
Milliyetçilikte aitlik
duygusu vardır. Sahiplenme duygusu vardır. İslamiyet’te Türklerle özdeşleşmiş
bir dindir. Bunun için bu dini korumalıyız. Ona ait her şeyi korumalıyız. Eğer
ben milliyetçiyim diyorsan, vatanını milletini, dinini, kültürünü ve insanını
korumak istiyorsan; İsrail’in farkında olmalısın. Kudüs’ün sadece dinsel bir
figür olmadığının farkında olmalısın. Eğer ben milliyetçim diyorsan Kudüs
bilinci edinmelisin. Şuan milliyetçilerin dışarda mücadele vermesi gereken güç,
İsrail ve onun işbirlikçileridir. Eğer Kudüs bilincinde değilsen
milliyetçiliğinde eksiklikler vardır. Bu eksikliklerde seni vatanından ve
milletinden hatta kültüründen eder…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder