13 Ekim 2015 Salı

BÜYÜK RESİM

       Cuma günü Ankara’nın göbeğinde patlayan bomba, ülkede şok etkisi yarattı. Gerek bomba patlamadan saatler önce atılan bazı twitter mesajları, gerekse sosyal medya trollerinin attığı mesajlar, kafalarda bu kanlı eylemi kimin yaptığı ile ilgili bazı soru işaretleri bıraktı.


   Ülkemizde yaşayan insanların her biri, iyi birer futbol uzmanı olduğu gibi, iyi birer siyaset bilimci de olduğu için hemen teoriler birbirini izledi. Bir taraf bu işi Erdoğan’ın yaptırdığını iddia ederken, buna karşılık diğer tarafta bu işte Hdp’nin parmağı olduğunu iddia etti. Ancak bir an oturun ve düşünün. Tayyip Erdoğan 1 Kasım seçimlerinde Akp’nin oyları artsın diye bu eylemi yaptırmış olabilir mi? Hadi beklemeyin !!! Vicdanınızı yoklayın. Korkmayın o doğruyu söylecektir. Erdoğan’ı sevmiyor olabilirsiniz. Velakin sırf oy arttırabilmek için 97 kişinin canına kastedecek kadar hain olabileceği nasıl aklınıza yatıyor ? Hadi böyle düşündüğünüzü var sayalım. 7 Haziran seçimlerinden iki gün önce, Diyarbakır’da patlayan bombayı da Erdoğan oy için yaptırdı demiştiniz. Peki ne oldu ? Hiçbir akıl sahibi insan Ankara’daki bu kanlı eylemi devlet yaptırdı diyemez. Yani devletin yaptırdığını  konuşmak bile bana abes geliyor ama insanlar hani o meşhur ‘algı operasyonu’ terimi var ya işte o terim kullanılarak aldatılıyor.

   Biz burada içimizde mikro meseleler ile uğraşırken, kimsenin aklına bu eylemin dış kaynaklı olabileceği gelmiyor. Herkesin derdi o taraf oy için yaptı, bu taraf oy için yaptı. Hayır kardeşim, küçük mesele ile uğraşırken büyük resmi kaçırma !

   Lisede hocalarımız dünya devletlerinin politikalarından bahsederken, Rusya’nın sıcak denizlere inmek, orada söz sahibi olmak istediğinden bahsederdi hepimiz hatırlarız. İşte Rusya bu emellerini yeniden canlandırmak adına, bu aralar herkesin üzerinde planlar kurduğu Suriye’ye saldırılar düzenledi. Açıkça dile getirmesede amacı, yukarıda söylediğim olayı gerçekleştirmektir. Burada Türkiye’de işin içine sokulmakta, belkide bir taraf olması istenmektedir. Çünkü ABD ve Almanya, Rusya’nın bu politikasını kabul etmemekte, soğuk savaş rüzgarlarının estiği bu günlerde Türkiye’yi yanlarına çekmeye çalışmaktadır. Pek tabi ki Merkel’de bu yüzden apar topar Ankara’ya, Erdoğan’ı ikna etmeye geliyor.

   Ankara’daki bu saldırının altından çıkacak devlet muhtemelen Rusya’dır. Binaelaneyh, Erdoğan gibi bir liderin burada takınacağı tutum Türkiye’nin çıkarlarını en üstte tutup, bu işten karlı çıkmanın yollarını aramaktır.

   Şunu unutmayalım. Dış güçler Türkiye’nin güçlendiğinin farkındalar. Bu gücü durdurmanın, dünyada söz sahibi olmamızı engellemenin tek yolunun, istikrarı bozmaktan geçtiğini çok iyi biliyorlar. Bu sebepten dolayı, 7 Haziran seçimlerinden önce yaşananlar patlamalar, içeride istikrarı bozmuş, üst akıl amacına ulaşmıştır. Şimdi de aynı senaryo yazılıyor. Biliyorlar ki 1 Kasım da tek başına iktidar olan bir parti çıkarsa, planları alt üst olacak. Çünkü onlar koalisyon istiyorlar.

   Koalisyon demek, dışa bağımlı bir IMF demektir.

   Koalisyon demek, 13 senede 30 senelik iş yapan Türkiye’yi tekrar eski haline döndürmek demektir.

   Koalisyon demek, ekonomide ithal bakan demektir.

   Yusuf Kaplan hocanın dediği gibi zokayı yutma ve medya seni mikro meseleler ile aldatırken, arkandan çevriler dolapları gör…





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder